13 Şubat 2009 Cuma

Blindness

















Fernando Meirelles
2008
*****

Aşık Veysel'in Estetiği isimli Prof. Dr. Recep Duymaz'ın makalesinden bir alıntı yapalım:

"7 yaşında kör olan Aşık Veysel'e ameliyat olup yeniden görmesi teklif edilince; hekimlerin bu teklifini kabul etmemiş. Bana şu sözleri söyledi: “Benim bunca yıl kendime göre düşünüp kurduğum bir dünya var, ben onu görmeden hayal edip yaratmışım; dışarıdaki dünyaya benzer mi benzemez mi bilmem; ama gözlerim açılacak olursa benim dünyam yıkılıp gider. Buna razı değilim!” Veysel bu sözleri söyledikten sonra sazı eline aldı.
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görse idim göz ile seni
Mısralarıyla biten koşmasını okudu; sazı bıraktıktan sonra aynı konuya döndü:
“ Ben körlüğümden şikayetçi değilim; benim körlüğümden başkaları müteessir oluyorlar” dedi. Yüzünde tatlı bir gülümseme genişlerken şunları söyledi: “Rakı, içene tesir eder; ama rakı şişesi sarhoş olur mu? Ben de rakı şişesi gibiyim. Körlüğüm bende kaldığı müddetçe bana dokunmuyor; başkaları onu görüp müteessir oluyorlar!” Refik Ahmet Sevengil, a., g., e, s. 203,204"


Körlük de ancak yaşanarak bilinebilecek özel bir durum. Fakat, herkesin kör olduğu bir dünyada ise körlük anlamını ve tanımını yitirir. Bu konuyu bir sinema filmi ile anlatmak isterseniz yapılabilecek en iyi işlerden biri Blindness olurdu. 

Kör olmanın kaç değişik etkisi olabilir? Kişinin psikolojik dünyasında, sosyal ilişkilerin organizasyonunda, kadın erkek ilişkilerinde. Bu listeyi istediğiniz kadar uzatın. Blindness hiçbirinden feragat etmemiş, aynı hikayenin içinde, ancak hiçbirşeyi zorlamadan, sündürmeden, olabildiğince doğal ve basit  bir şekilde anlatmış. Bu anlatım tüm sinematografik yapı ile bütünleşmiş. Oyunculuklar nefis. Yönetmenin en büyük başarısı tüm oyuncuları aynı temel duyguya sabitlemiş olmasıdır. Filmin bir yerinde görme kabiliyetimin azaldığını hissetmeye bile başladım. Görmek ve duymak sinemanın yolculuk edebildiği ana otobanlar. Herşeyin bu kadar bütünleştiği bir film daha bulmak çok zor.